Bakış Açımız

6284 ve İstanbul sözleşmesi bakış açımız

Türkiye, son yıllarda kadına karşı şiddet ve cinayetlerin artışıyla mücadele ediyor. İşlenen suçların sayısı ve şiddeti üzücü bir şekilde yükseliyor ve bu durum ülkenin kadınları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu raporda, Türkiye'de kadına karşı işlenen suçların istatistiklerini ve 6284 sayılı kanunun önemini, ayrıca İstanbul Sözleşmesi'nin önemini ele alacağız.

Kadına Karşı Şiddet ve Cinayet İstatistikleri

Türkiye'de kadına karşı şiddet ve cinayet istatistikleri oldukça endişe vericidir. Kadına karşı işlenen suçların sayısı ve şiddeti her yıl artmaktadır. Aşağıdaki istatistikler, durumun ciddiyetini göstermektedir:

2022 yılında Türkiye'de 334 kadın öldürüldü.

2021 yılında Türkiye'de 280 kadın öldürüldü.

2020 yılında ise 410 kadın öldürüldü.

6284 Sayılı Kanunun Önemi

Türkiye'de kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarına yardım edilmesi için çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelerden biri de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'dur. Bu kanun, kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemeyi, şiddet mağduru kadınların korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Bu kanun kapsamında, şiddet mağduru kadınlar için koruma kararları alınmakta ve uygulanmaktadır. Ayrıca, şiddetin önlenmesi için kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği yapılması hedeflenmektedir.

İstanbul Sözleşmesi'nin Önemi

İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddeti önlemeyi, şiddet mağdurlarını korumayı amaçlayan bir uluslararası sözleşmedir. Türkiye, sözleşmeyi 2011 yılında imzalamış ve 2012 yılında da onaylamıştır.Sözleşme, kadına karşı şiddetin her türlüsünün, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetin, ayrımcılık, zorla evlilik ve kadın sünneti gibi uygulamaların önlenmesini hedeflemektedir. Ayrıca, sözleşme kapsamında kadınların insan hakları ve temel özgürlükleri korunmakta ve güçlendirilmektedir.

Ancak, Türkiye'de son dönemde İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmaları ve karşıtlığı artmıştır. 20 Mart 2021 tarihinde, Türkiye'deki hükümet, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiğini açıklamıştır. Bu durum, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda uluslararası bir belgenin Türkiye tarafından kabul edilmesi ve uygulanması konusunda ciddi bir endişeye neden olmuştur.

Sonuç

Türkiye'de kadına karşı şiddet ve cinayetlerin artması, kadınların güvenliği ve hakları konusunda ciddi bir endişe yaratmaktadır. Kadına karşı işlenen suçların sayısı ve şiddeti her yıl artmakta ve bu durum, kadınların insan haklarına saygı gösterilmesi ve korunması konusunda uluslararası sözleşmelere bağlı kalınması gerektiğini göstermektedir.

6284 sayılı kanun, kadına karşı şiddeti önlemek ve şiddet mağdurlarını korumak için önemli bir yasal düzenlemedir. İstanbul Sözleşmesi ise, kadınların insan haklarını korumak ve kadına karşı şiddeti önlemek için uluslararası bir belgedir. Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda uluslararası bir belgeye bağlılığın zayıflamasına neden olabilir.

Kadına karşı şiddetle mücadele, tüm dünyada insan haklarına saygı gösterme ve eşitlik ilkesi doğrultusunda hareket edilmesi gereken bir konudur. Türkiye'nin, kadınların haklarını ve güvenliğini korumak için ulusal ve uluslararası düzeyde ciddi önlemler alması gerekmektedir.

Şiddet ve istihdam üzerine bakış açımız

Kadın istihdamı son yıllarda dünya genelinde artan bir trenddir ve kadınların iş hayatında daha fazla yer alması, birçok fayda sağlar. Bunun yanı sıra, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için de kadın istihdamının artması son derece önemlidir.

Kadın istihdamının önemi

Kadınların istihdam edilmesi, ekonomik açıdan önemli bir faktördür. Kadınların iş hayatında daha fazla yer alması, ekonomik büyümeyi arttırabilir. Ayrıca, kadınların çalışması, aile bütçelerine de katkı sağlar ve ailelere daha iyi yaşam standartları sunar.

Kadınların iş hayatında yer almaları, kadınların güçlenmesine de yardımcı olur. Kadınların ekonomik güçleri arttıkça, toplumda daha fazla söz sahibi olabilirler ve cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla farkındalık yaratabilirler.

Kadınların iş hayatında yer almaları aynı zamanda, kadınların eğitim seviyelerini de arttırabilir. Kadınların çalışması, eğitimli bir nesil yetiştirmeleri için de önemlidir. Kadınların iş hayatında yer alması, aynı zamanda, kadınların iş hayatına daha fazla entegre olmalarına ve toplumsal hayatta daha fazla yer almalarına yardımcı olabilir.

Şiddetin durdurulması için kadın istihdamı

Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde birçok kadının karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Kadın istihdamının artması, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını arttırarak, kadınların şiddete maruz kalma riskini azaltabilir.

Ekonomik bağımsızlık, kadınların kendilerine ve çocuklarına bakabilme becerilerini arttırır ve bu da kadınların şiddetin etkisinden kaçınmalarına yardımcı olur. Aynı zamanda, kadınların iş hayatında yer almaları, kadınların kendilerine olan güvenlerini arttırır ve şiddete karşı daha az toleranslı hale getirir.

Kadınların iş hayatında yer alması, kadınların daha fazla sosyal çevreye sahip olmalarını sağlar. Bu da, kadınların destekleyici bir topluluk içinde olmalarını ve şiddetin etkisinden kurtulmalarına yardımcı olur. Kadınlar, iş yerlerinde veya iş yerleri dışında sosyal ağlarını oluşturarak, şiddete karşı savunmasız kalmaktan kurtulabilirler.

Sonuç olarak, kadınların istihdam edilmesi hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemlidir. Kadın istihdamının artması, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını artırarak, kadınların şiddete maruz kalma riskini azaltır. Bu nedenle, kadınların iş hayatında yer almasının teşvik edilmesi, kadına yönelik şiddetin durdurulması için önemli bir adımdır.

Bu adımı atmak için, hükümetlerin kadın istihdamını artırmaya yönelik politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Bu politikalar, kadınların iş hayatına daha fazla katılabilmeleri için teşvikler ve fırsatlar sunmalıdır. Aynı zamanda, kadınların iş hayatında karşılaştıkları cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele edilmesi ve eşit işe eşit ücret verilmesi de önemlidir.

Kadınların istihdam edilmesi, kadınların güçlenmesine ve cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olurken, aynı zamanda kadına yönelik şiddetin durdurulması için de önemlidir. Toplum olarak, kadınların iş hayatına daha fazla katılmasını teşvik etmeli ve kadınların ekonomik bağımsızlıklarını artırarak, kadına yönelik şiddetin etkisini azaltmalıyız.